Afife Hatun Tekkesi
Zal Paşa Caddesi ile Balcı Yokuşu'nun birleştiği yerde ve yokuşun sol köşesindedir. Sol tarafında ve yol aşın yerde Kızıl Mescit ve tam köşede ise Sokullu Mehmed Paşa Çeşmesi vardır. Bugün yalnız semahanesi durmaktadır. Bu bina iki katlı, ahşap çatılı olarak yığma moloz taşından yapılmıştır. Arka tarafında haziresi vardır. Sağ tarafındaki yamaca ise, 1956-57 tarihlerinde İstanbulda yıktırılan tarihi eserlerin şahideleri nakledilmiştir. Balcı Yokuşuna açılan kapısı üzerindeki kitabesi harf devriminde kazınmıştır. Minaresi de bu sıralarda yıktırıldı.
Tekke, Abdün-Nâff Efendi tarafından annesi, Afife Hâtûn adına yaptırılmış "Kalenderân-ı Özbekiyye'ye mensub" bir zaviyedir. Vakfiyesi, 1260 (1844) tarihli olup, "Lâli-Zâde Abdülbâki Efendinin Kalenderhâne Tekkesi şeyhi Mehmed Efendiye meşihati ihale ve Ozbekiyye'den bir kimse üzerine verilmesini şart eylemiş" idi.
Vakfiyeye göre, tekkenin ayin günü, ilk zamanlar cuma ve pazartesi iken son zamanlarda yalnız cuma günü idi.
Mec. Tekâya'ya göre ise ayin günü perşembe olan bir nakşibendi tekkesi idi. 1890 tarihlerinde Mehmed Efendi tekkenin şeyhi idi.
Nâfi Efendinin annesi Afife Hâtûn 1250 (1834) tarihinde vefat etmiştir. Kabri, tekke civarında Baba Geylâni Mezarlığı'nda gösterilmiştir. Bu isim bugün meçhuldür. Afife Hatun Tekkesi haziresi yanında ve Zal Paşa Camii Caddesi üzerinde, Sokullu Mehmet Paşanın 978 (1570) tarihli bir çeşmesi vardır ki, 1268 (1851)'de, Afife Hatun'un oğlu Abdünnebi Efendi tarafından, annesinin ruhu için onartmış ve bir de hazne ilave ettirmiştir. Çeşmenin alnına yerleştirdiği kitabesinde "Afife Hanım oldu garke-i rahmet bu mevkide" dediğine göre kabri buradadır. O devirde tekkenin bulunduğu mahallin, Baba Geylâni Mezarlığı adı ile anıldığı anlaşılmaktadır.
Afife Hatun'un şahidesi yoktur veya toprak altında kalmıtır. Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesi bahsine bakınız. Oğlu, şair, hattat, mevlevi meşreb, Paris ve Viyana Sefiri olmuştur. Büyük oğlu Şeyh Mahmud Akif Bey (Çelebi) Gümrük Nazırı olmuştur.
Şeyh de olan Nâfi Efendi 10 R. ahir 1274 (28 Kasım 1857) tarihinde vefat ederek tekkenin haziresine gömüldü. Vefatına, attan düşmesi sebeb olmuştur. Bugün kabir taşı mevcut değildir.
Nâfî Efendinin yerine büyük oğlu Mahmud Akif Efendi şeyh olmuştur. Onun vefatında ikinci oğlu Ahmed Es'ad Bey şeyh olmuştur. Bundan sonra Akif Bey'in oğlu İsmail Halid Bey şeyh olmuş ve bu da 1928 tarihinde vefat etmiştir. Galatasaray Tarihi yazarı Fethi İsfendiyaroğlu Halid Bey'in oğludur. Nâif Efendinin diğer oğlu ise Mirliva Ziya Paşa'dır.
Tekkenin haziresi bugün çok perişan durumda olup, birçok kabrin şahidesi yok olmuştur. Mevcut olanlar şunlardır:
1215 (1800) Tarihinde vefat eden Hacı İsmail Paşa hazinedarı Mustafa Efendi.
1227 (1812) Ondört mısralı kitabesi vardır. Ahmed Efendi.
1234 (1818) Kara Osman Zâdeler'den mütesellim Ağa-Zâde Ahmed Ağa gulamı Koca Osman.
1287 (1870) Rumeli valisi Osman Paşa'nın kızı Hayriye Hanım.
1292 (1875) Osman Nuri Paşa'nın kayınvalidesi Ümmü Gülsüm Hanım.
1307 (1889) Osman Nuri Paşa'nın kardeşi Hacı Ahmed Efendi.
1309 (1891) Lahid, Meşâhir-i vüzerâdan Köse Ali Paşa ahfadından ve Ağnboz hanedanından merhum Melek Bey'in necl-i necibi Selanik eşrafından vilayet meclisi azasından Ebû Bekir Bey.
1318 (1900) Kudemâyı Etbbâi askeriyeden Mirliva Süleyman Paşa.
Kaynak: (Mec. Tekâya) (İst Ans. 4/1978) (İst Kültür ve Sanat Ans. Tercüman Yay. 1/291) (M. K. İnal, Son Asır Türk Şairleri S: 1062) (İnal, Son Hattatlar S: 591) (Si. Osm. 4/537 Nâfı Efendi)